Yeni yapılan araştırmalar, otizmli çocuk sahibi ailelerin ikinci çocuklarının da otizmli olma riskinin yüzde 20 olduğunu gösteriyor. Bu oran önceki tahminlerden oldukça yüksek.
Pediatrics dergisinde yayınlanan sonuçlar, kardeşler arasındaki otizmli olma riski üzerine odaklanan bugüne kadar yapılmış en kapsamlı çalışmaya ait olduğu için oldukça önemli.
California Üniversitesi, Davis, MIND Enstitüsü’ndeki araştırmacılar, kendilerinden büyük otizm spektrum bozukluğu sahibi kardeşleri olan 664 bebeği inceledi. Bebekler araştırmaya 8 aylıkken alındı ve 36. aylarına ulaşana kadar takip edildi. Her ne kadar çoğunda otizm gelişimi görülmese de, çocukların yüzde 20’sine otizm teşhisi kondu. Araştırma evrenine göre, otizmli çocukların her 5 küçük kardeşinden 1’inde otizm gelişimi görüldü. Daha önce daha küçük gruplarla yapılan araştırmalarda otizmli çocukların her 10 küçük kardeşinden 1’inde rahatsızlığın geliştiği görülmüştü.
Kıyaslandığında, bugün Amerika’da doğan her 59 çocuktan 1’ine otizm spektrum bozukluğu teşhisi koyulmaktadır. Bu da otizmli çocukların küçük kardeşlerinin, genel nüfus içindeki bir çocuktan 10 kat daha fazla otizmli olma riski bulundurduğu anlamına gelir. Araştırmaya göre ikiden fazla otizmli çocuk sahibi aileler için bu risk daha da yüksek. İki ya da daha fazla otizmli kardeşe sahip çocukların da yaklaşık üçte birinin rahatsızlığı geliştirdiği görülmüştür.
Bulgular, çocuk gelişimi alanında araştırma yapanları, otizmli çocukları olup daha fazla çocuk sahibi olmayı düşünen ailelerde daha büyük farkındalık yaratmaya teşvik etti. Ulusal Sağlık Enstitüsü’nün yanında bu çalışmayı destekleyen bir otizm araştırma grubu olan Autism Speaks için yapılan çevre şartları araştırmasının yöneticisi Alycia Halladay, yüzde 20 risk oranının daha önceki tahminlerden daha yüksek olmasına rağmen, geri kalan yüzde 80 oranındaki çocukların otizm spektrum bozukluğunu geliştirmeyeceğini söylemiştir.
“Burada soygeçmiş oldukça önemli bir faktördür, ancak başka faktörler de bulunmaktadır,” şeklinde konuştu. “Güçlü çevresel faktörler bulunmaktadır. Ne olduklarını henüz bilmiyoruz, ancak bu otizm teşhisi sürecindeki tek faktör değildir.”
Ancak otizm uzmanları, risk kapsamında olan ailelerin küçük kardeşleri daha yakından incelemeleri, bebeklik çağlarında potansiyel otizm belirtilerini daha dikkatli takip etmeleri gerektiğini belirtiyorlar. Otizmin ilk belirtileri hemen göze çarpmayabilir, ancak altıncı aya kadar gülümseyememe, agulama veya 12. aya kadar işaret etme, el sallama gibi el kol hareketlerinin eksikliği daha fazla incelemeyi gerektirecek semptomlar arasında sayılabilir. Autism Speaks, web sitelerinde, ailelerin belirli yaşlarda çocuklarının gelişimlerinin normal olup olmadığını 3-4 ay civarlarından başlayarak kontrol edebileceği bir kilometre taşı listesi yayınlamıştır.
Dr. Halladay “Eğer kardeşlerden küçüğü rahatsızlığın potansiyel belirtilerini gösteriyorsa, ailenin daha kapsamlı bir değerlendirme yapacak olan bir çocuk psikiyatristine veya çocuk psikoloğuna danışması gerekmektedir” dedi ve ekledi “Erken teşhis, erken müdahaleyi olanaklı kılıyor. Erken müdahale ile çocuğun dil ve sosyal gelişiminin daha hızlı ilerlediğini biliyoruz.”
Dr. Halladay: “Otizmli çocuk sahibi olan aileler, bir başka çocuk daha yaptıklarında çocuklarına direkt tanı koyulacağını düşünmemeliler, ancak bu olasılığı göz ardı etmemeli ve çocuklarının sergiledikleri davranışları ve gelişimi yakından takip etmeliler.”
Bu ve buna benzer araştırmalara rağmen unutulmamalıdır ki otizmle ilgili araştırmalar hala sürüyor ve her gün yenileri ekleniyor. Sebebine dair hala net bilgi edinilmemiş olsa da gen ve çevresel faktörlerin önemi göz ardı edilmemeli. Erken teşhisle birlikte tüm çevresel faktörlere müdahale edildiği takdirde otizm spektrumunda olan bir çocuğun semptomlarının çok aza indirilmesi de mümkün.
Kaynakça:
- The New York Times / Autism Risk For Siblings Higher Than Expected:
https://well.blogs.nytimes.com/2011/08/16/autism-risk-for-siblings-higher-than-expected/?_r=0